Afyonkarahisar’da faaliyet gösteren taksicilerin “Dolmuş Taksi” isteklerine minibüsçüler itiraz etmiş ve tepki göstermiş.
Geçmişe bir bakalım…
Minibüsçüler geçmişte birbirlerinin yollarının kesiştiği hatlarda birbirleriyle kavga etmediler mi?
Özdilek hattında defalarca kavga çıkmadı mı?
Daha sonra Turex firması Afyonkarahisar’da yerini aldı. Minibüsçüler bu kez kendi aralarındaki kavgayı bitirip Turex şoförleriyle kavga etmedi mi?
Turexi devraldılar şimdi de taksicileri hedef almaya başladılar, öyle mi?
İyi de kardeşim siz ne istiyorsunuz Allah aşkına?
Yolda kimse olmasın, ne özel araba ne taksi, hep siz olasınız. İstediğiniz yerde durun yolcu alın, istediğiniz yerde durun yolcu indirin. Size kimse bir şey demesin.
Yazın bir kenara yakında siz yine birbirinizle kavga etmeye başlarsınız…
***
Marketlerde satılan tavuk eti analizleri sır gibi saklansa da, Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi’nin bir açıklama yaptığını söyleyen Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Ümit Aktaş, “Test edilen tavukların % 50’sinin karaciğerinde inorganik arsenik bulunmaktadır ve bu madde kanserojen kimyasallar arasında en zehirli olanıdır” dedi.
***
Belki birçoğunuzun gülümsemesine ve hayretle seyretmesine neden olan bir fotoğraf.
Elhamdülillah Müslümanım diyenlere bir hatırlatma yapmak istiyorum. Müslüman değilseniz de beni ilgilendirmiyor.
Resulullah'ın yanındakilerden bazıları: "Ey Allah'ın Resulü! bize hayvanlara yaptığımız iyilikler için de ücret mi var?" dediler.
Aleyhissalatu vesselam: "Evet! Her "yaş ciğer" sahibi için bir ücret vardır" buyurdu.
***
MHP lideri Devlet Bahçeli, yeni dönemin ilk grup toplantısında konuştu. Bahçeli, "Bizde Saray lejyonerlerine, bozkurt görünümlü aktrollere devredilecek bir parti de yoktur" dedi.
***
Doğru söze diyecek bir şey yok
Başbakan Ahmet Davutoğlu, 1 Kasım seçim sonrası milletvekilleriyle ilk kez toplu halde biraraya geldiğinde; ‘yolsuzluk' konusunda hassas olduğunu belirterek, “Birisi, ‘Başbakan şunlara sahip, şöyle zengin oldu' derse kellemi alın” demiş.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 1999 yılında yaptığı bir konuşma sırasında “Eğer bir gün duyarsanız ki Tayyip Erdoğan çok zengin olmuş, bilin ki haram yemiştir” dediğini hatırlattı.
Doğru söze diyecek bir şey yok. Tamamen katılıyorum…
***
Kirazımızı yiyen yiyene…
Afyonkarahisar’daki gazetecilik hayatımın 20 yılına yaklaştım. Her yıl Sultandağı ve çevresinden Kiraz ve Kiraz üreticisiyle haberler yaptım.
Yapılan haberlerin hiç biri de tutmadı. Yalan haber mi yaptık, elbette değil. Her sene üreticinin o yıl için ne kadar ümitli olduğunu yazdık. Ancak kiraz üreticisinin ümitlerinin hiç birinin gerçekleşmediğini gördük.
İngiltere Kraliyet Sarayında kirazımızın yendiğini yazdık, onlar yedi biz baktık.
Bunlara benzer daha neler neler... Kiraz’ın sapından tutun da donduruluşuna kadar hemen her konusunda haberler yaptım.
Şimdi de yine Kiraz üreticisine bir umut doğdu. Bu kez Çin…
Türkiye ile Çin arasında imzalanan protokolle, Sultandağı Kirazı'nın Çin'e ihraç edilmesinin önünde engel kalmamış. Allah razı olsun emeği geçenlerden.
Yalnız bu kez de Çinliler yiyecek kirazımızı biz yine bakacağız dememek ümidiyle…
İnşallah bu kez kiraz üreticimizin yüzü güler.
***
Aaa sahi neler katmışlar…
Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı insan sağlığını hiçe sayarak gıda satışı yapan firmaların listesini açıkladı. Liste’de Afyon’da var. Bilmiyorum bu kaçıncı açıklama, kaçıncı ceza ve vatandaşın bu firmalara kaçıncı kez güvenmeleri.
Demek oluyor ki; Bu firmalar ne yaparsa yapsın bu vatandaş bu firmaların ürünlerini alıp yiyor. Hatta ‘Aaa sahi neler katmışlar’ diyerek almayanlar bile almaya başlıyor. Hadi canım olur mu öyle şey demeyin bunlar gerçek.
Hee, sen buna inanırsın veya inanmazsın o ayrı mesele. Zaten bu firmalar insanlarımızın bugün duyduğunu ve gördüğünü yarın unuttuğunu çok iyi bildikleri için onlar için değişen bir şey yok. Yani durmak yok yola devam diyorlar…
***
Kayserilinin prensibi
Kayserili bir genç yeni işe başlamış.
1 aylık çalışma sürecinin sonunda ilk maaşını almak için bankamatiğe gittiğinde anlaştıkları maaşın 300 TL üzerinde bir ücret yatırıldığını görmüş.
Hiç sesini çıkartmadan, sevinerek maaşı çekmiş.
Aradan bir ay daha geçmiş. Tekrar maaşını çekmeye gitmiş, bakmış bu seferde 150 TL eksik yatmış.
Hemen muhasebeye gidip itiraz etmiş.
“Neden maaşım eksik yattı” diye.
Bunun üzerine muhasebeci “Neden geçen ay 300 TL fazla para yatırdığımızda itiraz etmediniz de şimdi eksik yatınca itiraz ediyorsunuz” demiş.
Adam sakince cevap vermiş:
“Prensibimdir ilk hatayı her zaman affederim.”
YORUMLAR