Bugün 24 Kasım Öğretmen Günü…
Bugün gerçek öğretmenleri anmak ve onlara olan saygımızı bir kez daha göstermek istedim.
O öğretmenlerimiz, Türkçe, Tarih, Coğrafya, Yurttaşlık Bilgisi, Matematik, Fizik, Kimya, Tabiat ve Okul Sağlık Bilgisi, Yabancı Dil, El Yazısı, Resim-İş, Beden Eğitimi ve Ulusal Oyunlar, Müzik, Askerlik, Ev İdaresi ve Çocuk Bakımı, Öğretmenlik Bilgisiyle; Toplumbilim, İş Eğitimi, Çocuk ve İş Ruhbilimi, İş Eğitimi Tarihi, Öğretim Metodu ve Tatbikat, Zirai İşletmeler Ekonomisi ve Kooperatifçilik almışlardı.
Şimdiki bazı öğretmenlerin adını bile duymadığı derslerin eğitimini almışlardı.
Bunların yanı sıra; Tarla Ziraatı, Bahçe Ziraatı, Fidancılık, Meyvecilik ve Sebzecilik Bilgisi,
Sanayi Bitkileri Ziraatı, Zooteknik, Kümes Hayvanları Bilgisi, Arıcılık, İpek Böcekçiliği,
Balıkçılık ve Su Ürünleri Bilgisi, Ziraat Sanatları derslerini de görmüşlerdi.
Bunlar yeterli değildi onlar için bunların yanında, Köy Demirciliği (nalbantlık, motorculuk),
Köy Dülgerliği (marangozluk), Köy Yapıcılığı olarak Tuğlacılık ve Kiremitçilik, Taşçılık, Kireçcilik, Duvarcılık ve Sıvacılık, Betonculuk, kız öğrenciler için Köy Ev ve El Sanatları olarak Dikiş-Biçki, Nakış, Örücülük ve Dokumacılık ve Ziraat Sanatları derlerinin eğitimini de almışlardı.
Bu okullarda yüzde 50 Kültür dersleri, yüzde 25 tarım, yüzde 25 oranında da teknik dersler verilirdi.
Bu kadar derslerin altından kalkıp, öğretmek için öğretmen olmuşlardı. Öğretmenlik onlar için ayrı bir gurur kaynağı idi.
Ancak bu güzelim gidişat birkaç köy ağasını rahatsız etmiş, köylülerinin (kölelerinin) kendisine bağlı kalmayacaklarını anlayınca siyasi baskılar sayesinde bu güzel insanları yetiştiren okulları kapattırmıştı.
Çok sayıda öğretmen ve eğitmen yetiştirmenin, köy çocuklarına öğrenim imkanı sağlamanın yanı sıra Türkiye’nin kültür yaşamına damgasını vuran bir “köy kökenli aydın kuşağı” yaratan Köy Enstitüleri, yöneltilen bütün eleştirilere karşın kalıcı izler bıraktı.
İşte gerçek öğretmenler de o dönem Köy Enstitülerinden yetişen öğretmenlerdi.
Öğretmenler gününüz kutlu olsun öğretmenim…
***
“Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”
Kuran-ı Kerim, Zümer:9
“Yeryüzündeki alimler, gökteki yıldızlar gibidir.”
Hz. Muhammed
***
Türkler niye yapamasın?
Hemen hepimiz, birçok konuda Türklerin neden yapamadığı ve ardından “elin cavuru yapmış” sözleriyle karşılaşmışızdır.
Bu konuda kendimin birçok kez de şahit olduğu konular vardır. Ama o güzel insanlara nedense bir türlü devlet eli uzanmaz ve o güzelim başarılı insanlar hoop Avrupa ülkelerindeki kurum ve kuruluşlarda çalışmaya başlarlar.
Bizim “deli” dediğimiz insanlara Avrupa ülkeleri büyük imkanlar sunarak onların bu başarılarından faydalanıyorlar.
Dün de bir internet sitesinde küçük bir çocuğun yaptığı deney sonucu “biber gazı” ürettiğini gördüm. Bu çocuğu yakından takip edeceğim. Ya kendisi bir Avrupa ülkesine kaçırılacak, ya da bizim ülkemizde “sen bunu nasıl yaparsın” diye hakkında soruşturma açılacak.
Bu çocuğa sahip çıkıp çıkmamak da devletin elinde elbette.
Ama son 15 yıldır biber gazı kullanan Emniyet Müdürlüğü için yılda ortalama 70 bin biber gazı ithal edildiği bir gerçek. Durum böyle olunca da bazı firmalar biber gazı üretimi için bakanlıklar düzeyince çalışmalar başlattı.
Biber gazı için bugüne kadar harcanan para ise 21 Milyon doları geçmiş durumda.
Alın size Türk biber gazı…
***
Alkışlıyorum…
Türkmeneli'nde yaşanan katliamlar hakkında konuşan MHP Grup Başkanvekili Yusuf Halaçoğlu, parti olarak bir kampanya başlattıklarını, milletvekili maaşlarını Türkmenler'e bağışlayacaklarını söyledi.
Son günlerde sürekli tartışılır olan Suriye’deki Türkmenlerin zorda olması ve Türkiye’nin buradaki kardeşlerimize ne kadar sahip çıktığı ortadayken, MHP tarafından yapılan bu girişim umarız diğer milletvekillerine de örnek olur diyorum.
***
Yeniden hayırlı olsun…
Bu yazıları yazdığım sıralarda Türkiye Cumhuriyeti’nin 64. Hükümetini kurmakla görevlendirilen AK Parti Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, henüz bakanlar kurulu listesini Cumhurbaşkanına sunmamıştı.
Yeniden hayırlı olsun derken Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu’nun yeniden aynı görevine devam etmesi için hiçbir sebep yok.
Onun için içimiz rahat bir şekilde yeniden hayırlı olsun diyebiliyoruz…
***
“Cahil, alimi tanımaz çünkü o, hiç alim olmadı. Alim cahili tanır, çünkü o eskiden cahildi. Cahillerin yanında bir kitap gibi sessiz ol..” Mevlana
***
Düşünüş biçimini beğenmiş…
Matematik öğretmeni ilkokul çocuklarına sormuş:
-Ağaçta 5 kuş var. Birini vurdum kaç kaldı?
Ahmet hemen atılmış:
-Hiç kalmaz öğretmenim. Çünkü sesten hepsi uçar, demiş.
Öğretmeni bunun üzerine:
-Olmaz öyle şey, diye cevap vermiş.
Burası matematik dersi. 5 taneden biri vurulursa 4 tane kalır. Ama düşünüş biçimini beğendim.
Ahmet fena halde hırslanmış tekrar parmak kaldırmış:
-Bende bir şey sorabilir miyim öğretmenim, demiş.
Sor bakalım.
-3 kadın dondurma yiyor, biri ısırarak, biri yalayarak, biri emerek yiyor. Bunlardan hangisi evli.
Öğretmen kızarıp bozarmış. Sınıftaki çocuklara bakmış, sonunda:
-"Bilemem", demiş. "Emen mi?"
Ahmet hemen cevabı yapıştırmış:
-Yoo, parmağında alyansı olan evlidir. Ama düşünüş biçiminizi beğendi
YORUMLAR