Salı günü akşam saatlerine doğru Diyarbakır’dan gelen bir haber Kızılörenlilerin yüreğini ağzına getirdi.
Çocukluk ve okul arkadaşım Polis Mustafa Sarıkaya’nın yine Polis olan oğlu Ahmet Sarıkaya, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde PKK’lıların oluşturduğu barikatların kaldırılması ve hendeklerin kapatılması operasyonunda terör örgütü elamanlarıyla girilen çatışmada yaralandı.
Çatışmalar sırasında PKK'lıların keskin nişancı silahı Kanas ile açtığı ateşte hemşerimiz 27 yaşındaki polis memuru Ahmet Sarıkaya, başından yaralandı.
Yaralı genç Polisimiz Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi altına alındı.
Bu yazılarımı yazdığım sıralarda, genç Polisimizin yüzünün sağ tarafından isabet aldığı ve yüzündeki kemikte kırık olduğu, bilincinin de açık olduğu bilgisi geldi.
Öncelikle Genç Polisimiz olmak üzere Sarıkaya ailesi, Kızılörenliler ve Türk Milletine geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum.
Siz okurlarımızdan da yaralı tüm güvenlik personelimize dua etmenizi bekliyorum.
Allah Genç Polisimiz Ahmet Sarıkaya ve diğer yaralı asker ve polislerimize acil şifalar dilerim.
Allah o’nu eşi ve çocuklarına bağışlasın.
***
İnsanımızın değeri bu kadar
Dün okurlarımızdan bir fotoğraf geldi elime.
Önce ne olduğunu anlamaya çalıştım.
Gelen fotoğraf bir şehir içi çalışan dolmuşun içinden çekilmiş fotoğraf.
O kadar kalabalık ki dolmuşun için fotoğraf çeken bile neredeyse kıpırdayamıyor.
Bu fotoğrafın çekildiği dolmuşun hangi hatta çalıştığı ya da hangi ilçeye gittiği önemli değil.
Önemli olan, 3-5 lira için insanların canının hiçe sayılması.
Kadın olmuş, erkek olmuş çocuk olmuş fark etmez…
Yeter ki ayağını dolmuştan içeri soksun ve ücreti ödesin.
Gerisi önemsiz…
El kaldıranı al.
Gelsin paracıklar.
Denetim mi?
Geçiniz, ne denetimi!
Meydan şoförlerin.
İyi de, ani bir duruşta, sert bir frende ne olacak?
Ayaktaki yolcuların camdan asfalta yapışmalarını kim önleyecek?
Hiç kimse!
Ölen öldüğü ile kalır, burası Türkiye dediğinizi duyar gibiyim..
Hak veriyorum…
Burası Türkiye, burası Afyonkarahisar
Elimizden ne gelir!
***
Belediye hazır
Meteoroloji ülke gelinde uyarılarda bulunarak Karadeniz üzerinden gelecek yoğun kar yağışına dikkat çekiyor.
Bize ne kadar uğrar bilemiyorum.
Ama Afyonkarahisar Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın talimatıyla tüm birimler kar yağışına karşı hazırlıklarını tamamladığı bilgisini aldım.
Başkan Çoban ve ekibine teşekkür ederim. Umarım bir sıkıntı yaşanmaz.
Bu arada aklıma gelmişken meydana gelebilecek kar yağışı ve buzlanmalarda yapılacak çalışmalarda okullar ve çevrelerine öncelik verilmesi gerektiğini hatırlatmak istiyorum.
Belediye hazır, bizler de hazırız.
Kar bekliyoruz!
***
Bakmakla görmek...
Dün Kızılören ilçesinde kesilen ağaçlarla ilgili yazıma güzel tepkiler ve destek geldi.
Bunların yanı sıra orada ağaç kesilmediğini iddia edenlerden de telefon aldım.
Yerde para arar gibi kesilmiş ağaç ararsanız göremezsiniz.
Ama başını kaldırıp elektrik tellerine doğru bakarsanız, ağaçların tepelerinin hep kesilmiş olduğunu görürsünüz.
Ne diyeceğimi bilemiyorum, bu bakar körlere...
***
Kadınlar, aklı olanlara, gönül sahiplerine pek üstün olurlar. Cahillere gelince, onlar, kadına üstündür. Çünkü tabiatlarında hayvanlık vardır. Sevgi ve acımak, insanlık vasıflarıdır. Hiddet ve şehvet ise hayvanlık vasıfları. MEVLANA
***
Temmuz’da buz olur mu?
Hasankale’de her yıl Temmuz ayında Karakucak güreşleri yapılır.
Teyo’ya güreşçilerden birisi yaklaşarak:
-Pehlivan senin güreşeceğin adamla ben de güreşeceğim. Onu biraz yor, der.
Teyo:
-Sen merak etme, der ve Teyo rakibi ile güreşe başlar.
Ama güreş başlar başlamaz rakibi Teyo’yu kaldırdığı gibi yere vurur.
Biraz önce Teyo’yu uyaran güreşçi Teyo’ya:
-Pehlüvan ne oldi, çabuk pes etdin.
-Ne edim oğlum, ayağım buza geldi gaydım.
YORUMLAR