Yönetim Katı Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Çakmak Marble Hotel Genel Müdürü Deniz Şimşek. 1985 Afyonkarahisar doğumlu olan Şimşek Selçuk Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği mezunu. Selçuk Üniversitesi İşletme Fakültesi Yönetim Organizasyon Bölümünde Yüksek Lisans eğitimini tamamlayan Deniz Şimşek, şu an doktora hazırlığı çalışmalarını sürdürüyor. Turizm alanında çalışmalarına 2004 yılında Ak-ka Turizm Grubunda başlayan Şimşek, 2012 yılında Çakmak Marble Hotelde çalışmaya başladı, 2015 yılından bu yana otelin Genel Müdürlük görevini başarıyla sürdüren Deniz Şimşek evli ve bir çocuk babası.
Murat Akarçay: Turizm sektöründe hem mektepli, hem de alaylı olan bir kişiye teknik bir soru sorarak başlayalım sohbete ne dersiniz?
Deniz Şimşek: Memnuniyetle buyrun.
M.A: Afyonkarahisar turizmini daha fazla nasıl tanıtabiliriz? Her hafta otel genel müdürleri ve işletmecilerine bu soruyu özellikle soruyorum.
D.Ş: Bende her hafta hazırladığınız röportajları sektörümüzü yakından ilgilendirmesi açısından ilgiyle takip ediyorum. Öncelikle olarak çok güzel bir hizmet yapıyorsunuz bu noktada, ilimiz turizm sektörü adına size teşekkür ediyorum. Sorunuzun cevabına gelince, tanıtım konusunda biraz değil baya zayıf olduğumuz altın değerinde bir madenimiz var şehrimizin. Oda termal ve sağlık turizminin yanında kültür turizmidir.
M.A: Afyonkarahisar köklü bir tarih dokusuna sahip bir şehir. Karma tarihten oluşan kültür turizmin imi kastediyorsunuz?
D.Ş: Hayır hayır. Benim belirtmek istediğim tarih antik tarih. Yani Frigya ve Ayazini bölgeleri. Aslında pek dikkat edilmiyor ama gerçekten meraklısı çok olan bir ziyaretçi pazarı var antik kültür turizminin. Mesela biliyor musunuz? Frig Vadisini, Ülkesinden bulup kalkıp görmeye gelen yabancılar var şehrimize. Özellikle Kamunun Frig Vadisini daha fazla tanıtmaya dayalı çalışmalar yapmasına ihtiyacımız var. Uluslar arası etkinlik ve festivaller tarzında büyük organizasyonlarla bölgeyi daha iyi tanıtılabiliriz diye düşünüyorum. Örnek vermem gerekirse, Kuzey Ülkelerinin medeniyetler gözetmeksizin dünyanın her yerinde günümüzden 1500 yıl öncesine kadar antik tarihe büyük merakları var. Bu merakın eğitim düzeylerinin yüksekliği ve kişi başına düşen Milli Gelirlerinin rekor seviyede olmasıyla oluştuğunu düşünürsek bu noktada ciddi anlamda projeler üretmemiz gerektiği fikrini savunuyorum.
M.A: Frig Vadisi ile ilgili pazardan yeteri kadar pay alamıyoruz o zaman. Doğrumu?
D.Ş: Bölgeyi mevcut görmeye gelenler önceden keşfedip görmeye gelenlerden oluşuyor. Yeterlimi.. Bence değil. Ama umut vaat ediyor. Yeterince tanıtımını yaptığımızda sanırım Afyonkarahisar’daki otellerimizin doluluklarına katkı bazında bir kazanım sağlamış oluruz.
M.A: Gerçekten ilginç dedikleriniz. Özellikle Kuzey Ülkeleri örneği üzerinde ciddi anlamda çalışılmalı herhalde?
D.Ş: Aslında benim Genel Müdürlük görevini yapmış olduğum otelim merkezde bulunan bir şehir oteli. Oteller bölgesinde bulunan otellere göre kulvarlarımız çok farklı ama ben orada bulunan otellerimizin de bu yönde talepleri olduğunu biliyorum. Hepimiz hem meslektaş hem de çok yakın arkadaşız sonuçta. Kuzey Ülkelerinin şöyle bir özelliği var ayrıca. Kuzey Ülkeleri hem hızla yaşlanan bir nüfus yoğunluğuna sahip hemde soğuk iklime dayalı oluşan romatizmal hastalıklarla en çok uğraşan bir coğrafya.
M.A: Kulvarımız farklı, biz şehir oteliyiz diyorsunuz ama ciddi anlamda turizm sektörünü içerdiği bilinen konularla ilgili değişik fikirlere sahipsiniz?
D.Ş: Teşekkür ederim. Termal oteller doluluk oranlarında artış gerçekleştirdiklerinde şehir otellerinin de doluluk oranı artmaktadır. Şaşırmayın bu bir gerçektir.Turizm sektörü inanılmaz bir zincirdir aslında. Herkes doluysa acenteler mutludur, oteller doluysa tedarikçilerimiz mutludur. Ben size daha farklı bir şey aktarayım isterseniz?
M.A: Buyrun lütfen.
D.Ş: Budan Termal Otel Genel Müdürü Vahap Kayadan'la yaptığınız röportajınızda Kayadan'ın ortaya attığı önemli bir detay vardı. Her bölgede açılan termal bölgeleri anlatmıştı kendisi. Özellikle Kırşehir örneği yerindeydi. Ben Kayada'nın tespitine bir katkı sağlayarak konuyu zenginleştirmek istiyorum. Pamukkale Türkiye de bir tane. Antalya da Türkiye de bir tane. Termal her yerde çok olabilir doğrudur. Afyon termalini de Türkiye'de bir tane konumuna getirelim hep birlikte. Bu alanda markamıyız tabi ki markayız. Markayı daha da perçinleştirecek çalışmalar yaparsak bir tane konumu tacı bize verilmiş olur diye düşünüyorum.
M.A: Perçinleştirme fikri güzel. Peki bu nasıl oluşacak?
D.Ş: Nacizhane fikir bazında ifade ediyorum. Şehrin tüm turizm yatırımcıları ve kuruluşlarının oluşturacağı ortak bir fonda yeterli finans sağlanıp, sağlanan fon büyük ve farklı reklam mecra alanlarında Afyon termal suyu üzerine bir kampanyada değerlendirilebilir kanısındayım. Mesela çok izlenen bir dizide "hadi kalkın inegöle köfte yemeye gidelim" diye bir replik ekletmiş adamlar senaryoya. Saniyesinde inegöl köftesinin müthiş reklamı yapıldı mesela. Üretelim hayal edelim yani. Muhakkak olacaktır.
M.A: Sohbetin bu bölümüne kadar anlattıklarınıza baktığımda kısaca hem iç, hem de dış pazara işaret ediyorsunuz?
D.Ş: İç pazar payı azımsanmayacak nitelikte iyi durumda ama dış pazara bir o kadarda ihtiyacımız bulunmakta. Dış pazar artıkça daha fazla döviz gelir her şeyden öte daha fazla otel yatırımı gelir. Buda istihdam demektir. Hatta dış pazar payının artışı merkezde bulunan şehir otellerine önemli katkı sağlar ve daha fazla gelişmelerine yol açar. Dış pazar büyüdükçe mevcut iç pazar hareketi devam edeceğinden ve hizmette devamlılık esasına göre iç pazar payındaki hareketten şehir otelleri de önemli oranda yararlanır.
M.A: Şehir otelleri demişken. Şehir otellerinin durumu nedir?
D.Ş: Merkezde hizmet veren en büyük işletme biziz. Bu durum bizim mutlu olduğumuz bir durum. Şehir otellerinin durumunu mevcut merkez nüfusuna orantılı analiz edersek nüfusa göre sayıları yeterli ve hepsi kendi konseptlerinde en iyi hizmeti vermeye devam ediyorlar. Teknik olarak şehir otellerinin sayısının artması oteller bölgesinde bulunan otellere gelen dış pazar müşterinin yani yabancı turistlerin artmasıyla oluşacaktır. Kısaca günümüze bakarsak şehir otelleri merkezde yeterli seviyede ve herkes en iyiyi yapmak adına çalışıyorlar.
M.A:Son olarak neler söylemek istersiniz?
D.Ş: Turizm ve Otelcilik okuyan arkadaşlara iletmek istediğim bir şeyler var. Mezun olan gençlerimizin bazıları kariyer basamaklarında hızlı bir çıkış istiyorlar. Ben bu işin okulunu okudum, boşuna mı okudum diyorlar. Turizm öyle bir sektör ki tecrübesizliğe karşı kesinlikle hiçbir affı olmayan değişik bir sektör. Okul tecrübe vermiyor, hepimiz otelcilik okuduk sonuçta. Okul sadece bilgi donanımı veriyor. İş donanımla birlikte tecrübededir. Donanım sadece tecrübeyi daha hızlı edinmenizi sağlayan yardımcı bir kitaptır. Biraz sabırlı olup tecrübe edinme konusunda gerekli olanları yapsalar istedikleri kariyer basamaklarını hızlı adımlarla çıkacaklar. Bu arada birde iş görüşmelerine gelindiğinde iş arayanların son zamanlarda ifade ettikleri "iş yerinizde telefon özgürlüğü var mı" söylemi ve şartı çıktı ortaya. Mesela hala nedir bu telefon özgürlüğü meselesi anlamış değilim. (Gülüşmeler)
M.A: Çok teşekkür ediyorum gerçekten güzel bir sohbetti.
D.Ş: Asıl ben teşekkür ediyorum. Her hafta değişik fikir ve önerilerle güzel bir platform oluştuğuna inanıyorum. İlerleyen haftalarda fikir ve düşüncelerini merak ettiğim diğer otel genel müdürü arkadaşlarım ve dostlarımın da röportajlarını sabırsızlıkla bekliyorum. Çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Saat akşam 19.00 u çoktan geçti. Üst kattaki restoranımıza yemeğe çıkalım ve sizi yeni değiştirmiş olduğumuz mutfak anlayışımızla tanıştıralım isterseniz?
M:A: Teşekkürler..
YORUMLAR