BAŞLARKEN
Yönetim Katı Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Nil Luxury Thermal Spa Hotel Yönetim Kurulu üyesi ve Operasyon Koordinatörü Musa Acar. 1986 yılında Afyonkarahisar'ın Bolvadin İlçesinde dünyaya gelen Musa Acar, Afyon Kocatepe Üniversitesi Turizm ve Otel İşletmeciliği Bölümünden 2008 yılında, Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesinden ise 2010 yılında mezun oldu. Daha önceki otellerinde 2005 yılında çalışma hayatına başlayan Musa Acar, aile şirketi bünyesinde yatırımı gerçekleşen Nil Luxury Thermal Hotel Spa yönetim kurulu üyeliği ve otelin operasyon koordinatörlüğü görevini başarıyla sürdürüyor. Musa Acar, evli ve iki çocuk babası olup, yakın çevresi tarafından ailesi ve çocuklarına düşkünlüğüyle tanınıyor.
Murat Akarçay: Öncelikle Afyonkarahisar turizm sektörüne kazandırmış olduğunuz yeni otel yatırımınız hayırlı uğurlu olsun diliyoruz. Otel adı neden Nil bunu merak ediyorum?
Musa Acar: Teşekkür ediyorum. İlimiz için güzel bir yatırım gerçekleştirmekten Acar ailesi olarak bizler de büyük bir onur duyuyoruz. Tesisimiz, ilimiz ve termal sektörümüz için hayırlı uğurlu olur inşallah. Nil sevgili kızımın adı bu arada. Otel sevgili kızımın ve değerli babam Ali Acar'ın torununun adını taşıyor.
M.A: Her hafta tüm konuklara sorduğumuz soruyla başlayalım. Size göre İlimiz termal sektörünün görünen haritası nedir?
M.AC: Markalaşma sorunu geçtiğimiz haftalarda Yönetim Katı Sohbetlerinde gündeme gelmişti. En büyük sorunlardan birisi markalaşma sorunu. 2000 yıllarda termal sektör bilinirliği azdı. Geçen 10 yıl içerisinde bilinirliği tabi ki yapılan tesisler ile arttı. Artış yeterlimi kesinlikle hayır. Hedef, ilimiz termal sektörünü dünya çapında tanıtmak en önemlisi ise Türkiye genelinde daha ciddi tanıtım materyalleriyle güçlü tanıtımlar yapmak.
M.A: Bu konuda değişik fikirler çıkıyor bazı röportajlarda. Sizin fikriniz nedir?
M.AC: Zaman zaman ortak tanıtım fikirleri ortaya atıldı bu röportajlarda. Ortak tanıtım fonu düşüncesinin yükü sadece termal sektöre yüklenmemeli düşüncesindeyim. Bu fonda ilin tüm markaları olmalı. Yani Arabistan’a lokum satanda, ülkenin her yerine sucuk gönderen de, dünyanın çeşitli ülkelerine mermer satan da bu tanıtım fonunda yer almalı.
M.A: Şehrin bütün değerlerinin eklenmesi değişik bir fikir.
M.AC: Değişik bir fikir doğru. Ama bizim edinmemiz gereken çok önemli bir şey var aslında biliyor musunuz?
M.A: Nedir o ?
M.AC: Genelde her sektörde görülen ve bizim sektörümüzde göremediğimiz birlik olma yani birleşebilme başarısı. Keşke birleşebilsek daha büyük güç mekanizmaları geliştirsek. Dernek çatısı altında toplanma var ama yeterlimi hayır. Mesela sadece termal sektörü tanıtma konusunda birleşebilsek dünya çapında fuarlara tek tek değil de aynı anda tüm oteller olarak Afyon otelleri diye gitsek nasıl bir tanıtım yakalarız Afyonkarahisar adına tahmin edebiliyor musunuz?
M.A: Tanıtım alanında Birlik olma fikrini sürekli gündeme getiriyoruz. İnşallah İlerleyen günlerde bir adımlar atılır diye bekliyorum bende.
M.AC: Size daha farklı bir şey aktarayım ben. Alanya bölgesinde yapılan bir model var mesela. Alanya Otelciler Birliği bünyesinde kurulan bir ortak şirket bulunuyor. Bu şirkete ortak olan tüm otellerin satın almaları ve tedarik işlemleri ortak şirketten gerçekleşiyor. Tedarikçilerin ortaya çıkan güç karşısında indirim yapmaktan ve otellerin işletme maliyetlerine katkı sağlamaktan başka çareleri kalmıyor. Bunun için ilimizde birlik kurulmasına da gerek yok. Böyle bir ortak şirket istenildiği zaman kurulabilir.
M.A: Peki demiş olduğunuz bu ortak şirket ya da girişim bu şehirde kurulabilirimi?
M.AC: Keşke kurulsa tabii ki isterim. Ama öncesinde sektörde birbirinin müşterisini almaya çalışmaktan ziyade yeni pazar arayışlarına daha fazla efor sarf etmek gerekiyor. Son yıllarda yurt dışı pazar arayışları konusunda güzel çalışmalar yapılıyor. Dediğim gibi birlik olup yurt dışında daha büyük tanıtımlar yapsak daha kazançlı olur. Bir de şehrin yetiştirdiği önemli turizm fikrine sahip olan değerler var. Kadir Altınkaya, Ali Acar, İhsan Soydan, Oruçoğlu ailesi, Pancar ailesi vb gibi. Bu değerlerin fikirleri her ay yapılacak ortak akıl toplantılarında alınabilir ve fikirler, fikirleri doğurabilir diye düşünüyorum.
M.A: Böyle bir ortak akıl toplantısı yapıldı. İlk önce hangi konunun gündeme gelmesini isterdin diye sorsam?
M.AC: Soru zor yerden geldi der ya öğrenciler. O hesap oldu. (Gülüşmeler) Kesinlikle taban ve tavan fiyat uygulamasına geçiş konusunda fikir birliği ve işbirliği yapılması konusunu isterdim.
M.A: Nedir taban ve tavan fiyat uygulaması?
M.AC: Aslında sektör olarak acil yapmamız gereken bir çalışmadır bu dediğim. İlimiz otellerinin en alt limiti ve üst limitinin belirlenmesi ve piyasa oluşması lazım. İlimizde böyle bir uygulama yok. Sonuçta bazen tesisler özellikle ihaleli grup toplantıları ve acente satışlarında oteli doldurmak adına zarar etmeyle karşı karşıya kalıyorlar. Ama bu denge oluşmuş olsa Afyon termal sektörünün otel bazında verdiği hizmet bandına göre bir üst ve alt limiti oluşacak ve her şey bu denklemde gelişmeye devam edecektir ve marka gelişimine ivme kazandırılacaktır diye düşünüyorum.
M.A: Değişik bir fikir. Önümüzdeki haftalardaki röportajlara katılacak yöneticilere bu soruyu soracağım ve onların da fikirlerini alacağım. Müsaadenizle sormam gerektiğine inandığım önemli bir soruyu sormak istiyorum?
M.AC. Buyrun lütfen, sorabilirsiniz?
M.A: Yarım pansiyon uygulamasının ağırlıkta olduğu sektörde neden her şey dahil sistemiyle hizmet vermeye başladınız? Bunun hikayesini öğrenmek istiyorum?
M.AC. Tabii ki anlatayım. Bizim sektörde genelde iki kategoride müşteri kitlemiz bulunmakta. Bunlardan birincisi münferit müşteri dediğimiz normal müşteri kitlemiz ve ikincisi grup müşterilerimiz dediğimiz toplantı ve organizasyonlara katılım gösteren kitle. Grup müşterilerinin ağırlığı münferit müşterilere göre daha fazla. Bu oran geçtiğimiz haftalardaki röportajlarınızda da birkaç genel müdürümüz tarafından dile getirildi zaten.
M.A. Evet doğru getirildi.
M.AC: Bilindiği üzere grup anlaşmalarında ilimiz otellerinde ‘tam pansiyon plus’ adı altında bir uygulama yapılıyor. Her şey dahil sisteme yüzde 90 yakın zaten bu sistem. Sabah, öğle, akşam yemeği ve beş çayı bu uygulamanın içinde. Münferit müşterileri öğle yemeği hariç kapsamayan bu uygulama uzun yıllar normal müşterilerde rahatsızlık yaratmaya başladığı gibi haklı serzenişleri gündeme getirmeye başladı. Biz de bu konuda otelin yapım süreci esnasında oldukça önemli bir gözlemleme ve değerlendirme yaptık. Maliyet hesaplarını gözden geçirdik olur mu olur dedik. Zaten her şey dahil sistemin yüzde doksanı tam pansiyon plus sistemde bu şehirde uygulanıyor dedik. Lobide çay, su, soda, meyve suyu, yiyecekler vs. ücretsiz. Termal oteldesiniz dinleniyorsunuz. Termalden çıkmışınız, hararet hat safhada, sıvı tüketmek vücudu dengelemeniz gerekiyor. Su istiyorsunuz iki dakika sonra adisyona imza atıyorsunuz. Biz böyle yapmayalım termal tesis işletiyorsak bunları yüklenelim dedik. Kısaca biz bu konuda sektöre örnek olmak istiyoruz. Her şey dahil sistemle bu şehre daha fazla potansiyel çekilebilir ve yıllık oda satışlarımızı da yüzde 75-80 kapasiteye rahat çıkabiliriz.
M.A: Otelinizi kısa başlıklarla biraz dinleyelim ve sohbetin sonuna gelelim isterseniz?
M.AC: Türkiye ve Avrupa'nın en büyük SPA merkezini hizmete açtık. 4 farklı SPA merkezini kendi içerisinde barındırıyoruz. Biyolojik gölet projemizi yaz aylarına yetiştirmeye çalışıyoruz. Bitki yetiştiriciliği ile tanınan İtalya’dan bu konuda önemli peyzaj desteği alıyoruz, 500 üzerinde çeşitli bitki ve ağaçlar getirdik. Türkiye'de yine bir ilki gerçekleştirdik; bin kişilik bir mescide sahibiz. İç Ege ve İç Anadolu'nun en büyük kolonsuz kongre merkezini inşa ettik. Ayrıca odalarımızın yüzde 60’ını suit odalar olarak tasarladık. Son olarak Yönetim Katı Sohbetleri röportajlarında konuk olmaktan dolayı mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum. Ayrıca sektör temsilcilerimizin tümünün yakından güvenle takip ettiği böylesine güzel ve önemli bir platformda fikirlerimizi dile getirme fırsatı verdiğiniz için yürekten teşekkür ediyorum. Başarılarınızın devamını temenni ediyorum.
YORUMLAR